Psikiyatri

Psikiyatri

Psikiyatri

Stres düzeyinin ve strese maruz kalma sürecinin giderek arttığı dünyamızda ruh sağlığının önemi her geçen gün daha çok anlaşılmaktadır. Son zamanlarda iletişim imkanlarının ve sosyal medyanın geniş kitlelerce kullanılmaya başlanmasıyla ülkemizde de ruhsal hastalıklarla ilgili farkındalık oluşmuştur. Böylece psikoloji, psikiyatri, psikiyatrist, psikolog gibi tanımlamalar daha çok merak edilir ve araştırılır hale gelmiştir.

Psikoloji insan davranışlarını inceleyen bunu yaparken de duygu ve düşünce süreçlerini ele alan bir bilimdir. Psikolog, psikoloji eğitimi almış, insan davranışlarını araştıran ve değerlendiren kişidir. Psikiyatri ise insanların ruh sağlığını korumayı amaçlayan aynı zamanda ruhsal hastalıkların teşhis ve tedavisiyle ilgilenen bir tıp alanıdır. Psikiyatrist ya da psikiyatri uzmanı da ruh hastalıklarının teşhisi ve tedavisi alanında uzmanlık eğitimi almış tıp doktorlarıdır.

Hastanelerin psikiyatri polikliniklerinde psikiyatri uzmanları ve psikologlar çalışır. Psikiyatri uzmanları hastaların teşhis ve tedavi süreçlerini yönetirken ilaç tedavilerini ya da psikoterapileri uygulayabilirler. Aynı zamanda diğer tıp dalları ile de işbirliği yaparak daha kapsamlı tedavi yöntemlerini de değerlendirebilirler. Psikologlar ise tanı süreçlerine psikolojik testler uygulayarak, tedavi süreçlerine de psikoterapilerle katılabilirler.

 

Psikiyatri alanında en çok görülen hastalıklar şunlardır;

Majör Depresyon ve Diğer Depresif Bozukluklar

Depresyon, kişide öncelikle isteksizlik, mutsuzluk, hayattan zevk almama gibi olumsuz duygulara yol açan, dikkatsizlik, konsantrasyon kaybı, unutkanlık gibi bilişsel alanda bozulmalara yol açan, uyku ve iştah değişikliklerine ve cinsel isteksizliğe neden olan, intihar düşünceleri ve davranışlarına kadar ilerleyen ciddi sonuçları olabilen bir ruhsal hastalıktır. Kabaca her dört kadından birinde her beş erkekten birinde hayat boyu görülebileceği varsayılır. Sık görülmesi, sık tekrarlaması ve belirtilerinin çoğunlukla önemsenmemesi nedeniyle hastalar tedaviye başvurana kadar sosyal ve mesleki alanda ciddi kayıplarla karşılaşabilirler. 

 

Bipolar Duygulanım Bozuklukları

İki uçlu duygudurum bozuklukları ya da manik-depresif bozukluklar olarak ta bilinir. Duyguların çökkünlük ve taşkınlık arasında gidip geldiği bu bozuklukların tedavi edilmemesi ciddi sonuçlar doğurur. Depresyon dönemlerinde intihar düşünceleri olabilir. Taşkınlık yani manik ya da hipomanik dönemlerdeki aşırı para harcama, özgüven artışı ve riskli davranışlar hayatın her alanını etkileyebilen önemli belirtilerdir. Kişiler genellikle çökkünlük ve taşkınlık ataklarının olmadığı dönemlerde normal bir görünüm sergilerler.

 

Şizofreni ve Diğer Psikotik Bozukluklar

Bu hastalıklar, kişilerin gerçeklerden koparak kendine özgü bir gerçeklik oluşturduğu, düşünce süreçlerinde ciddi bozulmaların olduğu, başlangıç aşamasında içe kapanma, öz bakımını ihmal etme gibi belirtilerin görüldüğü, sosyal iletişimin ve mesleki işlevselliğin önemli derecelerde etkilendiği psikiyatrik bozukluklardır. Hastalığın erken teşhisi, hızla tedaviye başlanması ve uzun süreli takibi son derece önemlidir.

 

Anksiyete Bozuklukları

Kaygı Bozuklukları olarak ta adlandırılır. Genelleşmiş ya da yaygın anksiyete bozuklukları, fobik bozukluklar, panik bozukluk gibi alt grupları vardır. Çoğunlukla ruhsal ve fiziksel belirtilerle seyreder. Kaygı, endişe, uykusuzluk, sinirlilik, huzursuzluk, korku gibi ruhsal belirtilerin yanında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, üşüme, ateş basması, titreme, kas ve eklem ağrıları gibi fiziksel belirtileri de bulunur. Tedavi edilmediği durumlarda kişinin sosyal ve mesleki işlevselliğini bozan, kişiler arası ilişkilerini etkileyen durumlar oluşturarak kayıplara yol açarlar.

 

Obsesif Kompulsif Bozukluklar

Takıntı-saplantı bozukluğu olarak ta adlandırılır. Obsesyon ismi verilen kişiyi rahatsız eden ama aklından uzaklaştıramadığı düşünceler ve kompulsiyon adı verilen yapmak istemediği halde yapmadan duramadığı davranışlarla seyreder. Davranışlar, rahatsız edici düşüncelerin etkisini geçici bir süre azaltır ya da ortadan kaldırır ama kalıcı bir şekilde yok edemez. Bu yüzden kişilerin sosyal ve ailevi yaşantıları olumsuz etkilenir. Mesleki alanda da zorluklar yaşarlar.

 

Stres ve Ağır Stresle İlişkili Bozukluklar

Doğrudan stres etkenine bağlı psikiyatrik hastalıklardır. Evlilik, askerlik, yeni bir çevre, yeni bir iş gibi durumlara verilen ruhsal tepkilere uyum bozuklukları denir. Stres etkeninin ortadan kalkması ile ya da psikolojik ve sosyal desteklerle düzelmesi beklenir. Trafik kazası, cinsel saldırı, doğal afetler, savaş, silahlı çatışma, ağır yaralanma gibi durumlara maruz kalma ya da şahit olma gibi durumlarda ortaya çıkan stres tepkileri akut stres bozukluğu ve travma sonrası stres bozukluğu olarak adlandırılır. Travma sonrası stres bozukluğu görece daha önemlidir ve tedavi edilmediği zaman kişinin topluma uyumunu zorlaştıran kalıcı etkileri olabilir.

 

Uyku Bozuklukları

Uyku düzenindeki bozukluklardır. Uykusuzluk ya da aşırı uyuma şeklinde olabildiği gibi uyku ve uyanıklık sırasındaki davranışları da etkileyen türleri vardır. Ayrıca gün içinde halsizlik, yorgunluk, kas ve eklem ağrıları gibi pek çok fiziksel belirtiye yol açabilirler.  Bununla birlikte birçok sağlık sorununa yakalanma riskini artırır. Herhangi bir fizyolojik sağlık sorunu bulunmayan hastalarda uykuya dalmada güçlük, yeterli uyumaya rağmen yorgun uyanma, gece sürekli olarak uyanma, sürekli olarak kabus görme ve sayıklama, uyurgezerlik, uykuda davranış bozuklukları gibi belirtiler psikiyatrik tedavi gerektiren durumlardır.

 

Alkol ve Madde Bağımlılığı

Alkolü veya uyuşturucu maddeyi düzenli ve aşırı miktarda alan veya alma ihtiyacı hisseden kişiler bu durumlara bağımlıdır diyebiliriz. Bağımlılık ciddi bir psikiyatrik hastalık olmasına rağmen alkol ve madde kullanımı ile ilgili tek sorun bağımlılık değildir. Ayrıca alkol ve madde kullanımının yol açtığı çok sayıda ruhsal ve fiziksel hastalıklar da söz konusudur. Bu nedenle mutlaka tedavi edilmelidir. 

 

Psikosomatik Bozukluklar

Ruhsal belirtilerin fiziksel olarak ifade edildiği psikiyatrik hastalıklardır. Çok sayıda ve çok çeşitli fiziksel belirtilere yol açabilir. Psikosomatik bozukluklarda baş ağrısı, migren, sırt, bel, boyun ve omuz ağrıları, saç dökülmesi, egzama, sedef, akne gibi cilt sorunları, kas ağrıları, sürekli yorgunluk ve bitkinlik, görme bozuklukları, yüksek tansiyon, barsak sorunları, kabızlık, ülser, gastrit gibi mide sorunları, diyabet, astım, alerjiler görülebilir.

 

Organik Ruhsal Bozukluklar

Beynin geçici ya da kalıcı fonksiyon bozukluklarıdır. Demans, deliryum ve amnestik bozukluklar olarak bilinirler. En çok bilineni dejeneratif ve ilerleyici bir demans türü olan Alzheimer Hastalığıdır. Demans türlerinin geçici ve tedavi edilebilir türleri olduğu gibi çoğunluğu ilerleyici ve kalıcıdır. Ancak tedavi ile ilerlemesi yavaşlatılabilir hastaların ve bakım verenlerin yaşam kaliteleri arttırılabilir. Deliryum ise acil tedavi edilmesi gereken daha çok metabolik nedenlere bağlı bilinç değişiklikleri, algı ve dikkat bozukluklarının dikkat çektiği dalgalanmalarla giden beynin yaygın fonksiyonel bozukluğudur. Amnestik bozuklukta ise sadece yakın bellek bozukluğu vardır ama entelektüel yetilerde bozulma beklenmez.

 

Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB)

Çocukluk çağında başlayan, etkisi tüm bir yaşama yayılabilen, süreğen bir nöropsikiyatrik bozukluktur. Yaşın ilerlemesiyle birlikte görülme sıklığında ve rahatsızlık belirtilerinde azalma görülür. Ergenlerde bozukluğun varlığı riskli sağlık davranışlarının tavan yapmasına ve ileriye doğru kalıcı zararlara yol açmaktadır. Aşırı hareketlilik ve sonuçlarını düşünmeden yani dürtüsel davranışlarda bulunmanın zaman içerisinde azalma eğiliminde olduğu söylenebilir. Ancak bu azalma eğilimine rağmen erişkin DEHB olan bireylerde bir işe başlayamama, iş yerinde verimsizlik ve kötü zaman yönetimi, çok sayıda işe başlanmasına rağmen bir çoğunu bitirememe, bir toplantı boyunca oturamama, stresle baş edememe ve öfke atakları, aklına ilk geleni söyleme eğilimi, kötü şoförlük sorunları ve evlilik ve sorumluluklarının idaresi ile ilgili yoğun sorunlar sıklıkla ortaya çıkar yada sürer gider. Bu bozukluk yetişkinlerde ele alınırken çocukluk döneminden farklı olarak erişkin yaşamının karmaşıklığı gözetilmeli ve yaşla birlikte belirtilerdeki değişime önem gösterilmelidir. Erişkinlerde tedavinin tıbbi ve ruhsal eş tanıları gözeterek planlanması gereklidir. Bundan sonra sıra sorun odaklı, yapılandırılmış bilişsel davranışçı psikoterapileri tedaviye eklemeye gelmektedir.

Cinsel İşlev Bozuklukları

Kadınlarda vajinismus, erkeklerde sertleşme sorunları, erken boşalma en sık görülen cinsel işlev bozukluklarıdır ve çoğunlukla psikolojik sorunlardan kaynaklanır. Ancak bu gibi sorunlarla sağlık kuruluşlarına başvuran bireylere öncelikle jinekolojik ve ürolojik incelemeler yapmak, herhangi bir patolojik bulguya rastlanamaması durumunda psikiyatrik tedaviye başlamak gerekir.

Yeme Bozuklukları

Anoreksiya Nervoza ve Bulimiya Nervoza adlı yeme bozuklukları beden algısı ve benlik saygısında düşüşe bağlı olarak gelişebilir. Anoreksiya Nervoza'da aşırı zayıf bir bedene sahip olmak istemeye bağlı olarak çok düşük kalorili beslenme, yüksek yoğunlukta ve aşırı düzeyde egzersiz yapma, zayıflamak için laksatif (ishal yapıcı) ilaçlar kullanma gibi davranışlar söz konusudur. Bulimiya Nervoza'da ise aşırı yeme atakları, ardından gelen pişmanlık hissi ile istemli olarak kusma davranışı vardır. Tıpkı Anoreksiya Nervoza'da olduğu gibi zayıflama arzusu ile laksatif kullanımı, aşırı egzersiz ve aç kalma davranışları görülmekle birlikte Anoreksiya Nervoza'dan farklı olarak Bulimia Nervoza hastaları hafif şişman veya normal kilodadır. Tedavide psikiyatrik tedavi en önemli paya sahip olup hastalığa bağlı olarak gelişen komplikasyonlar ve beslenme düzeninin sağlanabilmesi için farklı tıbbi birimlerden de destek alınır.

 

Bu Bölüme Yorum Yap

 
 
   
 

 
Çalışma Saatleri
  • P.tesi - Cuma
    08:30 - 17:30
  • Cumartesi
    08:30 - 13:00
  • Pazar
    Acil Servis

Yorum